ÇOCUĞUNUZ ON YAŞINDA KUMAR MASASINDA OLABİLİR!
- gulsenyilmaz944
- 23 Eki
- 2 dakikada okunur
Yeşilay geçtiğimiz günlerde kapsamlı bir kumar raporu yayımladı.
Aslında bende bu rapordan haberdar değildim. Fakat küçük yaşlardaki bir çocukla sohbet ederken sanal bahis tarzında bir siteden para kazandığını söylediğinde çok şaşırıp biraz araştırma yaptım.
O yaşta bir çocuğun bunları biliyor olması ve sanki bir oyun anlatır gibi anlatması bende şok etkisi yarattı.
Araştırma yaparken karşıma Yeşilay’ın raporu çıktı. Raporu açıp okuduğumda ise aslında durumun ne kadar vahim boyutlara geldiğini anladım.
Öncelikle Yeşilay’ı bu denli kapsamlı bir çalışma yaptığı için kutlamak lazım. Resmen ülkeye ders niteliğinde bir rapor olmuş.
Verilerdeki en çarpıcı ve dehşete düşüren kısım kumar oynama yaşının 15 yaşının altına inmesi… Ve size daha da vahimini söyleyeyim. Türkiye’de 15 yaş ve üzeri nüfusta her 10 kişiden biri hayatında en az bir kez kumar oynamış durumda!
Rapordaki verilere göre, kumar oynayanların önemli bir bölümü 15-24 yaş aralığında.
Yani gençler ‘şansını denemek’ adı altında o kapıdan içeri bir kere adım atıyor. Sonrasında bir kupon, bir tıklama ya da bir iddia sitesiyle başlayan süreç, zamanla büyük bir yıkıma dönüşüyor.
Bu tablo bence yalnızca bir bağımlılık sorunu değil, aynı zamanda sessizce büyüyen bir toplumsal krizin habercisi…
Toplum olarak hep başka sorunlardan bahsediyoruz, gündemlerimiz çok başka konular ama asıl sanal kumar bir virüs gibi sessiz ve derinden geliyor.
Ve maalesef çok uzakta da değil bir tık ötede duruyor.
Rapora göre önceden bağımlılık denilince ilk akla gelen şey uyuşturucu iken, artık bağımlılık konusunda Yeşilay’a en çok kumar bağımlılarının başvurduğu belirtiliyor.
Anlayacağınız ülkece sistemik bir sorunla karşı karşıyayız!
Ama bilirsiniz bizim ülkemizde toplumsal meseleler genelde sessiz büyür, başta kimse rakamları umursamaz. ‘Aman canım’cılar çok fazla olur.
Ta ki mesele için artık hiçbir şey yapılamayacak seviyeye geldiğimizde… Oradan sonra da zaten gündem oluşturmanın, meselenin üzerine gitmenin artık hiçbir önemi kalmaz…
Sanal kumar meselesi tam da böyle…
Şu raporu inceleyince kumarın bir önce ülkenin ana gündemi olması gerektiğini de maalesef net bir şekilde görüyorsunuz.
Karanlık kumarhane köşelerinde oynanan kumarın artık dijitale evrilmesi bu konunun bu kadar çabuk hızlanmasının yegane sebebi…
Denetimsiz bir ortam olan dijitalde kumarı cezbeden reklamları bile her mecrada görebiliyorsunuz. Bir siteden dizi izlemek istediğinizde bile önünüze elli tane sanal bahis reklamı çıkıyor. Ve durumun en içler acısı yanı kumar konusunda legal olan sitelerin profesyonellik seviyesi… Seni adeta ekrandan bir kumarhanenin içine atıyor ve o ortamda efsunlanmış gibi her şeyi yapabiliyorsun.
Genç bir insan daha ne oluyor demeden bir anda elinde avcunda ne varsa orada bırakıyor. Baktığımız zaman Türkiye’de kumar yasak!
Her ne kadar emniyet güçleri yasa dışı bahis ve kumarla mücadelede etkin bir yol izlese de, dijital ortam reeli ve reeldeki kuralları tabiri caizse pek sallamıyor.
Öbür tarafta konunun birde toplumsal ve ekonomik boyutu var elbette…
Bağımlılıkların Türkiye ekonomisine yıllık maliyeti 78 milyar dolar. Bu rakamın yarısından fazlası ise kumar bağımlılığıyla bağlantılı… Tüm bahsi geçen sayılar ise maalesef buz dağının sadece görünen kısmı!
Peki ne yapmalı?
Bu tabloyu kökünden değiştirmek için bizim değil ülkeyi yönetenlerin elini bir an önce taşın altına koyması gerekiyor.
Konuyu ‘şans oyunu’ ismiyle güzellemeyerek ne olduğunun net bir şekilde ortaya konması ve gençlerimize çocuklarımıza da bu şekilde empoze edilmesi gerekiyor.
Yani sözün özü hep birlikte geç olmadan o gençleri o masadan kaldırmak lazım.
Eğer bu çark bugün kırılmazsa, yarın bir nesil kumar masasında kaybedilecek.
*Bu yazı Konya Sürmanşet Gazetesi'nde yayınlanmıştır.




Yorumlar