‘24 KASIM’ AMACINDAN SAPMASIN!
- gulsenyilmaz944
- 27 Kas
- 2 dakikada okunur
Bir 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü daha dolu dolu geride bıraktık. Hamasi nutuklar, sosyal medyada paylaşılan afili kutlama mesajları…
Geleceğin hamurunu yoğuran, çiçek gibi körpe zihinlere birer bahçıvan titizliği ile yaklaşan, görünmez kahramanlarımız öğretmenlerimize minnetimiz her daim baki kalacak. Onlar her daim baş tacı edilmeyi hak ediyorlar. Bu konu su götürmez bir gerçek olarak burada dursun.
Ama madalyonun bir de diğer yüzü var ki değinmeden geçemeyeceğim. Bu Öğretmenler Günü’nde epey dikkatimi çeken ve gündemde de yer edinen iki konu hakkında fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
*****
Sizde farkındasınızdır samimiyetin yerini gösterişin, minnetin yerini ise ne yazık ki maddi yarışın aldığı tuhaf bir dönemden geçiyoruz.
Evet, velilerin haftalar öncesinden giriştiği hediye kaosundan bahsediyorum. Son birkaç yıldır Öğretmen Günü resmen velilerin cüzdan yarışı yaptığı bir güne dönüştü.
Sınıf gruplarında yapılan zorbalayıcı konuşmalar, estirilen mahalle baskısı yüzünden kendisi için bile bütçe ayıramayan pek çok veli bahsi geçen yüksek meblağlı hediyeler için bütçe ayırmak zorunda kalıyor.
Hiçbir öğretmenin böyle bir hediye şatafatını istediğini düşünmüyorum. Eminim arka planda dönen muhabbetleri duysalar kendilerini de çok kötü hissederler.
Çünkü bu, teşekkür etmek değil adeta bir statü gösterisi, bir veli egosunun tatmini bence... Ve inanın, bu gösteriş budalalığı en çok o velilerin tartışmasının arasında kalan çocukların ruhunu zedeliyor.
Ben geçmişte yaşanan, her öğrencinin kendi şahsına münhasır hediyeler aldığı ve öğretmenin o minik hediyeleri alırken heyecanlandığı günlerin güzelliğine inanıyorum hala…
Olması gereken de kesinlikle bu…
*****
Gelelim ikinci konuya…
Eminim çoğunuzun önüne düşmüştür o video. Hani şu, ‘maddi durumunun iyi olmadığı belli olan’ bir yavrumuzun, öğretmenine hediye olarak bir paket tereyağı getirdiği o görüntüler…
Ve öğretmenimizin o anları kaydederek milyonlarca kişinin önünde sosyal medyada ifşa etmesi…
Niyet ne olursa olsun, bu tarz bir paylaşım hiçbir etik kuralla bağdaşmaz!
Bir zamanlar, ‘sağ elin verdiğini sol el görmesin’ diyen bizler, şimdilerde ‘bir elin verdiğini tüm dünya görsün, like’lar yağsın’ diyen bir dijital narsizmin esiriyiz resmen.
Pedogojik hassasiyetleri en çok gözetmesi gereken kişilerin öğretmenler olması gerekirken tam aksine öğrencileri afişe eden öğretmenler ne çok türedi değil mi?
Videoyu izlerken çocuğun yüzündeki mahcup ifade beni o kadar üzdü ki... Çocuk evindeki belki de en kıymetli şeyi öğretmenine getirmiş olmanın mutluluğunu yaşayacakken, videoya alındığını görünce ezim ezim eziliyor.
Yıllarca, okul koridorlarında ve ders sıralarında öğrencilerin ellerinden telefonlarını toplayan öğretmenlerimizin büyük bir çoğunluğu, sosyal medyada fenomen olmak uğruna telefonları derste bile elinden düşürmez oldu.
O zaman şunu soralım:
Acaba artık okul girişlerinde öğrencilerin değil de bu şuursuzluğu sergileyen öğretmenlerin telefonlarını toplama vakti mi geldi?




Yorumlar