MAHALLE YANARKEN SİZ!
- gulsenyilmaz944
- 17 Kas
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Kas
Ülkece büyük bir acı yaşadık… 20 yiğit vatan evladını toprağa verdik. 20 tabutu yan yana gördük öylece yatarken…
Kor oldular düştüler ailelerin evlerine… Yangın oldular hepimizi yaktılar.
Öyle bir acı ki… Ne kelime yetiyor, ne cümle taşıyabiliyor.
Vatan için önden giden her bir yiğidimize rabbim rahmetiyle muamele etsin.
*****
Biz küçükken yaşadığımız sokakta bir cenaze oldu mu annem televizyonun sesini kıstırır, dışarda oynamamıza kızar, yüksek sesle konuşturmazdı.
Sokakta bir acı varsa saygı duyar bizde sesimizi çıkarmaz, bir süre ne yaşarsak içimizde yaşardık.
Geldiğimiz dönemde, sosyal medya bizim şimdiki sokağımız gibi. Orada bir çevremiz var, duygularımızı paylaşıyoruz, paylaşılanları görüyoruz. Herkesin iyisine kötüsüne orada şahit oluyoruz.
Ama şehit cenazelerimizin olduğu süreçte hiçte hoş olmayan manzaralar gördüm ben o sokakta…
Acıya sağır gibi, yasın ağırlığına kör gibi davranan birçok insan sosyal medya hesaplarında normal hayatlarını aynı şekilde paylaşmaya nasıl devam ettiler inanamadım.
Bir değil, beş değil tam 20 eve hepimiz için ateş düşerken, birileri bizim için canlarını hiçe sayarak görevlerini yürütürken ve gözünü bile kırmadan can verirken nasıl da bu kadar umursamazca paylaşımlar yapabiliyoruz inanın aklım almıyor.
Kahve fotoğrafları, eğlence videoları, tatil pozları, sanki hiçbir şey olmamış gibi devam eden bir hayat gösterisi… Biz ne ara bu kadar uzaklaştık birbirimizden?
Evet, hepimiz hayatımızı o süreçte maalesef ki aynı akışta yaşadık. Kimseye de, ‘hayatını durdur’ deme hakkımız yok. Ama bunu yaparken bu seferlik en azından saygıdan paylaşım işlerimizi askıya alamaz mıydık?
*****
Benim için daha da beteri Konya’da şehit cenazesinin olduğu gün, ileri tarihte verilecek olan bir konsere dair atılan storydi.
Konseri düzenleyecek olan kişilerden birisi konser için gelecek olan sanatçının paylaşımını yaparak altına, ‘Mahalle yanarken ben’ diye yazıyor!
‘Mahalle yanarken ben…’
Ne demek bu?
Ne zamandan beri yangına karşı lakayt durmak marifet oldu?
Ne zamandan beri acıdan kaçmak bir başarıymış gibi sunuluyor?
Bir gram empati… Hadi empatiyi geçtim, birazcık vicdan, birazcık edep… Bu kadar mı zor? Ne ara bu hale geldik.
Belki bu cümleyi şehit acısına ithafen kurmamış da olabilir ama bu kadar hassas bir konu ortadayken bu cümleyi kurmak başlı başına bir hezeyan değil de nedir?
Yemin ederim kanım dondu. Etimle kemiğimle nefret ettim.
*****
Daha şehitler için taziye mesajı bile yayınlamaktan aciz olan, ya da şehit cenazesinde gülüşerek muhabbet eden bürokratlardan hiç bahsetmiyorum bile!
Ülkece yaşadığımız bu akıl tutulmasından bir an önce sıyrılmamız lazım.
Buna yozlaşma mı dersiniz, duyarsızlık mı dersiniz, yoksa her şeyin hızla tüketildiği bu çağın yan etkisi mi dersiniz bilmiyorum.
Ama bir silkelenmemiz gerekiyor sanırım.
Bir büyüğümden şöyle bir söz işitmiştim:
‘Evladım, bir ülkeyi ayakta tutan şey ne ekonomidir ne siyaset… Bir ülkeyi ayakta tutan şey vicdandır, vicdan eksilirse, toplumun çimentosu çatlar.’
Bugünlerde yaşadığımız tam olarak bu!
Çimento çatlıyor.
Yavaş yavaş, sessizce…
*Bu yazı Konya Sürmanşet Gazetesi'nde yayınlanmıştır.




Yorumlar