top of page

KONYA’NIN ‘LARENDE’Sİ YENİDEN DOĞDU

  • gulsenyilmaz944
  • 3 Kas
  • 2 dakikada okunur
ree

Konya Anadolu tarihi boyunca sadece bir şehir değil, bir medeniyetin kalbi, doğuşu ve büyüyüşü oldu.

Selçuklu’nun başkenti Anadolu’nun ise adeta ruhunu içinde saklayan bir hazine sandığı gibiydi…

Her ne kadar kazılara çok fazla konusu olmasa da her taşı her karış toprağı tarih kokan Konya’da tarihseverleri heyecanlandıran yeni bir bulgu ortaya çıktı.

Senelerdir, bizim kitaplarda okuduğumuz ve araştırılmasını ortaya çıkmasını beklediğimiz Konya’nın 12 kapısından birisi olan Larende Kapısı yapılan son kazılar sonucu yüzünü gösterdi.

Kazılar, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin desteği Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle Meram’ın Sahipata Mahallesi'nde geçen yıl başlamıştı.

Bugün gelinen noktada, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın 1221'de yaptırdığı 3 metre genişliğindeki surların 120 metrelik bölümü ile 11 metrelik Larende Kapısı gün yüzüne çıkarıldı.

Buluntular bizim için yalnızca arkeolojik bir keşif değil, aynı zamanda bir kimlik keşfi, bir aidiyetin yeniden inşası gibi…

Var olduğunu bildiğimiz ve artık ortaya çıksın dediğimiz bir mirasın yeniden doğuşu…

*****

Yıllardır hem şehrimizi gezmeye gelenlerin hem de Konya halkının sorduğu bir soruydu bu. ‘Konya’yı korumak için surlar var mıydı? Varsa neden ortaya çıkarılmadı? Yoksa şehir nasıl savunuluyordu? Anadolu’nun birçok küçük şehrinde bile bu kalıntılar varken Konya gibi bir şehir nasıl korunmuş?’ 

Evet aslında tarihi kaynaklardan edindiğimiz bilgiler ışığında surlar Türkiye Selçukluları döneminde İznik’in ardından başkent olan Konya’da Alaaddin Keykubat döneminde yapılmıştı. Öyle ki I. Alaaddin Keykubad surların yapım aşamasında konu ile bizzat ilgilenmiş ve dönemin önde gelen sanatkarlarını da surların yapımında görevlendirmişti. Yapımı 1221 yılında tamamlanan surlar özellikle Moğol tehlikesine karşı etkin bir savunma mekanizması olmuştu.

Yani tüm bu soruların yanıtları vardı fakat somut değildi.

Bu sebeple şu an bulunan Larende Kapısı bir dönemin ihtişamını, Selçuklu’nun kudretini, Konya’nın kalbinde atmaya devam eden tarihsel hafızayı temsil ediyor gibi adeta…

Alaaddin Tepesi’nden şehrin damarlarına uzanan bu savunma hattı, asırlar öncesinden bugüne ulaşan bir direnişin, bir koruma içgüdüsünün sembolü… İşte bu yüzden bulunan ve bulunacak her şey bizim için ve şehir için çok kıymetli...

*****

Tüm bunların yanında kazılar bittiğinde Sahipata bölgesi bir açık hava müzesine dönüşebilir. Bu dönüşüm tamamlanırsa şehrin kültür turizmi adına da büyük bir kazanç olacak diye düşünüyorum. Çünkü birçok büyükşehirde olduğu gibi tarih aslında sadece müzelerde değil şehrin sokaklarında yaşar. Ve tarihseverlerin ilgisini de genelde bu tarz bulgular daha çok çeker. 

Şimdi orada bulunan o görkemli taşlar, kendi yerlerine, kendi hikâyelerine geri dönecek ve şehri bize yeniden anlatacak.

Bu anlamda projeye katkı sağlayan herkese teşekkür etmek gerek.

 
 
 

Yorumlar


Bize Ulaşın

Lütfen aşağıdaki formu doldurun, en kısa sürede sizinle iletişime geçeceğiz. 

Teşekkürler!

Gelişmeler İçin Abone Olun

Abone olun, son gelişmeleri ve yaklaşan etkinlikleri kaçırmayın.

Teşekkürler!

*Bu siteden Konya Sürmanşet Gazetesi'nde yayımlanan yazılarım bulunmaktadır.

© 2035, Ses Projesi. Wix.com ile oluşturuldu. 

bottom of page